Şeffaf plak tedavisi, dişlerdeki çapraşıklık, ayrıklık veya hizalama problemlerini düzeltmek için kullanılan, şeffaf ve kişiye özel olarak üretilmiş plaklarla yapılan ortodontik bir tedavi yöntemidir. Geleneksel metal tellerin aksine neredeyse görünmezdir ve estetik açıdan daha konforlu bir alternatiftir.
İlk günlerde alışma süreci yaşanabilir ama kısa sürede normale döner.
Evet, yemek yerken ve sıcak içecek tüketirken çıkarılması önerilir.
Şeffaf plak tedavisi kişinin diş gelişimi, mevcut problemler ve tedavi hedeflerine bağlı olarak her yaşta planlanabilir. Ancak uygunluk mutlaka bir diş hekimi tarafından değerlendirilmelidir.
Zirkonyum kaplama, diş estetiği ve restoratif diş hekimliğinde kullanılan dayanıklı, uzun ömürlü ve doğal görünümlü bir diş kaplama türüdür. Ana maddesi zirkonya dioksit (zirconium dioxide) olan bu kaplamalar, hem ön hem de arka dişlerde estetik ve fonksiyonel amaçlarla tercih edilir.
Estetik ve fonksiyonel iyileştirme isteyen, dişlerinde kırık, renklenme, şekil bozukluğu veya madde kaybı olan kişiler için uygundur.
Evet, yüksek ışık geçirgenliği sayesinde doğal dişe çok benzeyen bir estetik sağlar.
Çiğneme kuvvetlerine karşı oldukça dirençlidir. Uygun bakım ile 10 yıldan fazla kullanılabilir.
Hayır. Zirkonyum yüzeyi leke tutmaz ve renk değişimi yapmaz.
İlk günlerde hassasiyet olabilir, ancak genellikle ağrısız bir işlemdir.
Lamine diş kaplama, dişlerin sadece ön yüzeyine uygulanan çok ince ve özel malzemelerden üretilmiş yaprak şeklindeki kaplamalardır.
Doğru bakım ile 10–15 yıl hatta daha uzun süre sorunsuz şekilde kullanılabilir.
Sert cisimleri ısırmaktan kaçının. Diş fırçalama, diş ipi kullanımı ve düzenli hekim kontrolleri önemlidir.
Hayır. İşlem sırasında lokal anestezi uygulanır, genellikle ağrısızdır.
Kompozit laminalar genellikle tek seansta, porselen laminalar ise 2–3 seansta tamamlanır.
Genellikle 18 yaş ve üzeri bireylere uygulanır. Diş ve çene gelişimi tamamlanmış olmalıdır.
Nadir de olsa kaplama düşebilir. Böyle bir durumda, hekiminiz yeniden yapıştırma veya yenileme işlemi yapacaktır.
Hayır, ancak dişlerinizi düzenli fırçalamanız, diş ipi kullanmanız ve rutin kontrolleri ihmal etmemeniz gerekir.
Evet. "Estetik" ifadesi uygulamanın amacını vurgular; her ikisi aynı tedavidir.
Diş implantı, kaybedilen dişin yerine genel olarak titanyumdan yapılan yapay bir kök yerleştirilmesiyle uygulanan modern ve kalıcı bir tedavi yöntemidir.
İmplant, kaybedilen dişin yerine çene kemiğine yerleştirilen titanyum vidalar ve bu vidalara sabitlenen protez diş yapısından oluşan ve gerçek dişe en yakın sonucu veren kalıcı bir diş tedavisidir.
Lokal anestezi altında, çene kemiğine titanyum vida (implant) yerleştirilir. Bu vida kemikle kaynadıktan sonra üzerine diş protezi takılır.
Genel sağlık durumu iyi olan, kemik yapısı implant için yeterli olan 18 yaş ve üzerindeki bireylere uygulanabilir.
Genellikle çene ve diş gelişimi tamamlandıktan sonra, yani 18 yaş ve sonrası için uygundur.
Hayır. Bazı durumlarda köprü, hareketli protez gibi alternatif tedaviler de uygun olabilir. Tercih, eksiklik sayısı ve kemiğin durumuna göre belirlenir.
Tekli ya da çoklu diş eksikliklerinde, sabit çözüm istenilen durumlarda, total diş eksikliklerinde sabit protez ihtiyacı olduğunda tercih edilir.
Kemiğe yerleştirme süreci genelde 20-30 dakika sürer. Ancak kemiğe kaynaması (osseointegrasyon) için 2-4 ay beklenir. Bu süre zarfında hastanın estetik açıdan rahatsızlık yaşamaması için geçici diş seçenekleri de sunulabilir.
Evet. Fast & Fixed yöntemi ile dişler çekildiği gün implantların yerleştirilmesi ve dişsiz hastalarda aynı gün sabit bir geçici protez yapılması mümkündür.
Evet. Estetik açıdan rahatsızlık yaşanmaması için geçici diş uygulanabilir.
Evet, eğer kemiğin durumu uygunsa implant tek seansta yerleştirilebilir. Ama üzerine kalıcı diş takmak için beklemek gerekebilir. Fast & Fixed yöntemi ile dişler çekildiği gün implantların yerleştirilmesi ve dişsiz hastalarda aynı gün sabit bir geçici protez yapılması mümkündür.
Genellikle ilk 2 saat yemek yenmemesi önerilir.
Hayır. Modern tekniklerle konforlu bir şekilde uygulanabilir.
Evet. Sağlık durumu uygun olduğu sürece ileri yaş engel değildir.
Bu tür durumlar için de farklı tedavi seçenekleri olabilmektedir. Kemik grefti (kemik tozu), sinüs lifting veya ridge augmentation gibi destek cerrahiler uygulanabilir.
Kemik grefti, çenede eksik olan kemiğin sentetik veya doğal materyallerle desteklenmesidir. Kemik hacminin yetersiz olduğu durumlarda uygulanır.
Eğer diyabet kontrol altındaysa implant uygulanabilir.
Her osteoporoz vakası engel değilse de, ileri vakalarda hekimin detaylı değerlendirmesi gerekir.
İyileşme sürecini olumsuz etkileyeceği için sigara kullanmamak, diş hekiminizin tavsiye ettiği üzere ağız hijyenine dikkat etmek, ve diş hekiminizin diğer önerilerine uymak gerekir.
Evet. Genellikle 6 ayda bir kontrol edilmesi önerilir.
Hayır. Lokal anestezi altında yapıldığı için ağrı hissedilmez. Sonrasında hafif bir rahatsızlık olabilir ama bu genellikle 1-2 gün içinde geçer. Bu ağrı da diş hekiminizin vereceği ilaçlarla kontrol altına alınabilir.
Bazı hastalarda ilk birkaç gün hafif şişlik veya morluk olabilir. Bu geçici bir durumdur.
Evet. Uygun materyal ve iyi bir laboratuvar çalışmasıyla estetik olarak doğal dişten ayırt edilemez.
Evet, implant iyileşme süreci tamamlandıktan sonra doğal dişlerle tükettiğiniz her şeyi güvenle yiyebilirsiniz.
Hayır. Uygun bir protez ile doğal konuşma korunur. Aksine kayıp diş varsa, implant bu durumu düzeltir.
Uygun yapılan bir implant ve iyi bir bakım ile 20 yıldan fazla hatta ömür boyu kullanılabilir.
Uzun vadede implant daha sağlıklı ve komşu dişlere zarar vermediği için genellikle üstündür. Ancak her durum için klinik değerlendirme gerekir.
Çocukluk dönemi, ağız ve diş sağlığı açısından en kritik zamanlardan biridir. Sağlıklı dişler yalnızca beslenmeyi değil, konuşmayı, gülümsemeyi ve özgüveni de doğrudan etkiler. Süt dişlerinden kalıcı dişlere geçiş sürecinde alınacak önlemler, çocukların hem bugünkü yaşam kalitesini hem de gelecekteki diş sağlığını belirler.
Süt dişleri “nasıl olsa düşecek” diye düşünülse de, kalıcı dişler için rehber görevi görür. Çürük süt dişleri ağrıya yol açabileceği gibi çene gelişimini de olumsuz etkiler. Erken kayıp olduğunda, kalıcı dişlerin doğru yerde çıkması zorlaşır.
İlk diş çıktığı andan itibaren ağız hijyenine başlanmalıdır. 1 yaşından itibaren, pirinç tanesi büyüklüğünde florürlü macun kullanılarak diş fırçalamaya başlanabilir. Bu yaşta diş fırçalamayı ebeveynler yapmalıdır.
Okul çağında sabah ve akşam olmak üzere günde en az iki kez fırçalama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Küçük yaşta ebeveyn kontrolü şarttır çünkü çocuklar 7–8 yaşına kadar dişlerini etkin şekilde fırçalayamaz.
Dişler sürer sürmez temiz, nemli bir gazlı bez veya silikon parmak fırça ile nazikçe silinebilir. Bu yöntem özellikle 1 yaş civarında uygundur.
- Yumuşak kıllı ve küçük başlı olmalı; hassas diş etlerine zarar vermez, küçük ağza uyum sağlar.
- Sapı ebeveyn kullanımına uygun olmalı; bu yaşta fırçalamayı ebeveyn yaptığı için ergonomik ve kaymaz sap tercih edilmelidir.
- 0–2 yaş için özel üretilmiş, BPA içermeyen diş fırçaları seçilmelidir.
- 0–3 yaş: Pirinç tanesi büyüklüğünde florürlü macun (≥1000 ppm)
- 3–6 yaş: Bezelye tanesi büyüklüğünde florürlü macun (1000–1450 ppm)
- 6 yaş ve üzeri: Bezelye tanesi büyüklüğü standardı devam eder; bu yaşta 1450 ppm florürlü macun tercih edilmelidir.
Dozdan fazla kullanmak koruma sağlamaz, aksine florozis riskini artırabilir. Bu nedenle miktar ebeveyn tarafından ayarlanmalıdır.
Şekerli yiyecekler ve asitli içecekler diş çürüklerinin en önemli nedenlerindendir. Çocuğun beslenme çantasına elma dilimleri, peynirli sandviç, yoğurt, ceviz veya badem gibi sağlıklı atıştırmalıklar eklemek hem genel sağlık hem de diş sağlığı için koruyucudur.
* Sık ve şekerli atıştırmalar yerine ana öğünlerde tüketim alışkanlığı çürük riskini önemli ölçüde azaltır.
Çocukların yılda en az iki kez düzenli diş hekimi kontrolüne gitmesi önerilir. Bu sayede çürükler erken tespit edilir, koruyucu florür uygulamaları ve fissür örtücüler yapılabilir.
Korkunun en önemli nedeni ilk deneyimdir. Çocuğu yalnızca şikâyet durumunda değil, rutin kontrol amacıyla diş hekimine götürmek çok daha olumlu bir deneyim sağlar. Klinik ortamda oyuncaklar, hikâyeler ve hekimlerin iletişim dili korkunun azalmasına yardımcı olur.
* Ebeveynlerin kendi diş hekimi korkularını çocukların yanında dile getirmemesi de çok önemlidir.
Sabah kahvaltıdan sonra diş fırçalamayı okul hazırlığının bir parçası haline getirmek çok önemlidir. Akşam da çanta hazırlandıktan sonra fırçalama yapılması hem düzenli alışkanlık oluşturur hem de sağlıklı uykuya katkı sağlar.